Microsoft Word Notları için tıklayınız
Windows XP ders notları için tıklayınız.
Blog nedir ve Blogspot ile blog hazırlama notları için tıklayınız.
İller ile ilgili bir bilgi dosyası için tıklayınız.
3.03.2008
1.03.2008
Bilgisayarın sağlığa zararlarından korunma

Doğru oturuş
Bilgisayarın karşısında otururken şunlara özen göstermeliyiz.
• Masa yüksekliği 65-70 cm.
• Yüksekliği ayarlanabilir, sırtı bele uygun ve esnek bir ergonomik koltuk
• Omuzlar rahat bırakılmış
• Dik oturulmuş ve sırt desteklenmiş
• Kollar yatay veya biraz yukarıda
• Dirsek ve eller düz bir çizgide
• Bacakların üst kısmı yatay
• Dizler 9 veya 110 derece açıda olmalı
Gözlerimizin sağlığı için:
• Bilgisayar kullanmadan önce bir göz muayenesinden geçmeli, görme bozukluğu varsa mutlaka düzeltilmeli
• Ekrandan 45-75 cm. uzakta oturmalı
• Ekranın üst kenarı ile göz hizasının aynı seviyede olmasına dikkat etmeli
• Kağıt tutucu kullanıyorsak bunu ekranla aynı hizada tutmalı
• Odanın loş ışıklı, aydınlatma 30-50 mumluk ve indirekt olmalı
• Işık ekrana dik açıyla gelmemeli
• Işık yansıma ve parlamaları önlemeli
• 15-20 dakikada bir kısa süre gözleri uzağa odaklayarak göz kaslarının dinlenmesi sağlanmalı.
Bunların yanı sıra:
• Saat başı mola vererek odayı temiz hava ile doldurmak ve ufak ekzersizler yapmak
• Hamilelerin ekran başına geçmemelerini sağlamak gerekiyor.
• Masa yüksekliği 65-70 cm.
• Yüksekliği ayarlanabilir, sırtı bele uygun ve esnek bir ergonomik koltuk
• Omuzlar rahat bırakılmış
• Dik oturulmuş ve sırt desteklenmiş
• Kollar yatay veya biraz yukarıda
• Dirsek ve eller düz bir çizgide
• Bacakların üst kısmı yatay
• Dizler 9 veya 110 derece açıda olmalı
Gözlerimizin sağlığı için:
• Bilgisayar kullanmadan önce bir göz muayenesinden geçmeli, görme bozukluğu varsa mutlaka düzeltilmeli
• Ekrandan 45-75 cm. uzakta oturmalı
• Ekranın üst kenarı ile göz hizasının aynı seviyede olmasına dikkat etmeli
• Kağıt tutucu kullanıyorsak bunu ekranla aynı hizada tutmalı
• Odanın loş ışıklı, aydınlatma 30-50 mumluk ve indirekt olmalı
• Işık ekrana dik açıyla gelmemeli
• Işık yansıma ve parlamaları önlemeli
• 15-20 dakikada bir kısa süre gözleri uzağa odaklayarak göz kaslarının dinlenmesi sağlanmalı.
Bunların yanı sıra:
• Saat başı mola vererek odayı temiz hava ile doldurmak ve ufak ekzersizler yapmak
• Hamilelerin ekran başına geçmemelerini sağlamak gerekiyor.
Virüs Nedir?
Virüsler, genellikle bilgisayara zarar vermek amacıyla yazılmaktadır.
Virüslerin Yayılışı:
Virüslerin bir başka programa yapışarak yayılmaktadır. Bir virüs, kelime işlemci, tablolama programı, e-posta programınıza,dosyalarına, boot (hard disk veya disketinizin başlangıç adresine) yerleşerek sürekli çoğalır ve yayılır. Virüsü kapmış olan dosya ya da disket, bilgisayara takılıp içindeki dosya açıldığında virüs çalışmaya başlar. Genellikle belleğe gider ve orada diğer dosyalara bulaşmak için fırsat bekler. Bir sonraki çalışan program ya da dosya veya diskete bulaşır.
Virüslerden bazıları, belli tarihlerde çalışıp ekrana resim, mesaj çıkarır (etkisi az olan virüsler). Bazıları ekran ayarlarını değiştirir ya da sisteminizin yavaşlamasına neden olur (orta şiddette etkili virüsler). Bazıları da veri kaybı, sistem çökmesi, dosyaların hasar görmesine neden olur (çok zararlı virüsler).
1. Dosyalara bulaşan virüsler: Genellikle COM, EXE uzantılı dosyaların kaynak koduna kendilerinin bir kopyasını eklerler. SYS, DRV, BIN, OVL, OVY uzantılı dosyalara da bulaşan virüsler de vardır. Bazı virüsler dosyaların açılmasını beklemeden de çoğalabilir. Örneğin DOS'da DIR çekildiğinde diğer dosyalara bulaşan virüsler de vardır.
Dosyalara bulaşan virüslerin büyük bir kısmı, EXE dosyanın başlangıç kodunu alarak başka bir yere yazar. Dosya çalıştırıldığında önce virüs harekete geçer, başlangıç kodunu çalıştırır. Her şey yolunda gidiyormuş görünür. Bazıları da COM uzantılı ikinci bir dosya yaratarak içine kendi kodunu kopyalar. DOS tabanlı işletim sistemleri önce COM uzantılı dosyaya bakacağından farkında olmadan virüsü çalıştırır.
2. Boot sektörü virüsleri: Disk ve disketlerde (A, C, D, E, ...) olarak bilinen mantıksal bölümlerin her birinde boot sektörü vardır. Boot sektörde diskin formatı ve depolanmış verilerin bilgileriyle DOS'un sistem dosyalarını yükleyen boot programları bulunur. Bir boot virüsü boot dosyalarına bulaştığında, bu disk veya disketten bilgisayar açılmaya çalışıldığında "Non-system Disk or Disk Error" mesajı verilerek bilgisayar açılmaz. 1996 yılına kadar en yaygın virüsler bu cins virüslerdir. Boot virüs, belleğe yerleştikten sonra takılan her diskete bulaşır.
Master Boot Record Virüsleri: Sabit diskin ilk fiziksel sektörlerinde diskin Master Boot Record'u ve Partition Tablosu vardır. Sabit Diskin Master Boot Record'unun içindeki Master Boot Programı partition tablosundaki değerleri okur ve boot edilebilir partition'ın başlangıç yerini öğrenir. Sisteme o adrese git ve bulunduğun ilk program kodunu çalıştır komutunu gönderir. Bu virüsler de boot sektör virüsleri gibi bulaşır.
Multi-Partite Virüsler: Boot Sektörü virüsleri ile Master Boot Record virüslerinin bileşimidir. Hem MBR'a hem boot sektörü ve çalıştırılabilir dosyaları bozarak yayılma şanslarını bir hayli artırmış olurlar.
3. Macro Virüsleri: Microsoft Word ve Microsoft Excel gibi popüler uygulama programlarının macro dillerini kullanılarak yazılıyorlar. Macro'lar veri dosyalarında kaydedildiği için virüslü belge açıldığında virüsün makro kodu çalışmaya başlar.
4. Script Virüsler:
Trojan Horse (Truva Atı): Bilgisayarınızda arka planda çalışan ve zamanı geldiğinde aktif hale gelerek sisteminize zarar veren yazılım. Sabit diski formatlamak, dosyaları silmek ya da çökertmek gibi çok zararlı işler yapar. Kötü amaçlı program olmalarından dolayı virüslere benzetilebilir. Benzemeyen yönleri ise, Truva atlarının zararsız bir programmış gibi gözle görülür olmaları ve kendi kendilerini çoğaltarak başka bilgisayarlara yayılmamalarıdır.
Windows 95/98 veya Nt kullanıyorsanız trojanlara ( casus yazılım diyebiliriz.) çok dikkat etmelisiniz. Bu tip bir trojan size nasıl ulaşabilir ?
1) Elektronik posta yolu ile kötü niyetli veya şakacı bir arkadaşınız tarafından yollanabilir.
2) IRC kanallarında chat yaparken size birisi bakın bu çok hoş bir program mutlaka al diyerek sizin trojan yazılımı bilgisayarınızda çalıştırmanıza sebeb olabilir.
3) CD-ROM veya disket yolu ile başka bir kullanıcıdan gelebilir. Eğer bilgisayarınızda trojan yazılımı engelleyen bir koruma programınız ( yani iyi bir anti - virus yazılımınız ) yoksa başınıza gelebilecek olaylar şunlar olabilir ..Tabii bunlar sadece Internet bağlantınız varken geçerli olabilir.
Trojanın sizde aktif olduğunu bilen kişi ;
- Sabit disklerinize cd rom veya diğer disket sürücülerinize sizin ulaştığınız rahatlıkla ulaşabilir.
- Sabit veya taşınabilir disklerinize her türlü işlemi yapabilir.
- İnternet şifrenizi öğrenebilir.
- İstediği dosyayı okuyabilir, silebilir.
- İstediği dosyayı kendi bilgisayarına indirebilir.
- İstediği dosyayı sizin bilgisayarınıza yükleyebilir.
- Sizin yazdıklarınızı izleyebilir. Eğer kamera takılıysa sizi canlı olarak izleyebilir.
- Bilgisayarınızda çalışan herhangi bir programı kapatabilir.
- Eğer bir bilgisayar ağına sahipseniz sizin sayenizde tüm ağ üzerinde işlem yapabilir.
- Bilgisayarınızı kapatabilir veya yeniden başlatabilir.
Bu yukarıdaki özellikleri Netbus ve BO adlı trojan yazılımlar çok rahat gerçekleştiriyor. Bu yüzden siz siz olun mutlaka trojanlardan korunun.
Worm: Bellekteki ve diskette eriştiği bölgelerin verilerini bozar. İçine gömülüp saklanacağı bir ev sahibi programa gereksinimi olmadığından virüslerden ayrılır.
Virüsler, bilgisayarın işleyişinin kesilmesine, dosyaların silinmesine, sistemin yavaşlamasına yol açar. Virüsler, disketlerde bulunan programların içinde gizlenmiş olarak bulunur. Disket, disket sürücüye takılıp, virüslü dosya veya disket okutulduktan ya da içindeki programlar çalıştırıldıktan sonra bilgisayara geçer.
Spam: bir mesajın arka arkaya gönderilmesi. Spam ağı tıkar, pdsta dağıtımını yavaşlatır. Bir tür virüs olarak nitelenebilir. Ardarda gelen gereksiz elektronik postalar yüzünden bilgisayarda çalışamaz hale gelebilirsiniz.
Sabit Diskleri virüslerden korumak gereklidir.
Virüslerden korunmak için ipuçları:
• Virüs arama programı kullanın. Virüs tarama programınızı internetten bir kaç günde bir güncelleyin.
• Birden fazla virüs programı kullanın. Her virüs programı bütün virüsleri tanımaz.
• Temiz açma disketi bulundurun.
• Disketleri ve elektronik postaları virüs tarama programından geçirmeden açmayın.
• Bilmediğiniz dosyaları açmayın.
• Tanımadığınız birisi tarafından gönderilen dosyaları açmayın.
• Virüs uyarılarını dikkate alın.
• Her zaman dosyalarınızın yedeğini alın.
• BIOS setup'ından Boot sırasını C:, A: yapın. Böylelikle disket sürücüde unutulmuş olan virüslü disketten Sabit diske açılış sırasında virüs geçmesi önlenmiş olur.
• Virüsler ayrıca modemle iletişim sırasında da geçebilir. Ayrıca kopya programlarda da virüs bulunabilir.
Antivirus programlarının bulunduğu siteler:
http://www.avp.com
http://www.mcafee.com
http://www.symantec.com
http://www.datafellows.fi
http://www.antivirus.com
http://www.hitchhikers.net/antivirus/antivirus-dis.phtml : antivirüs programlarının güncellemeleri hakkında bilgi veren site
http://www.members.aol.com/rlink: virüs sorunu ile ilgili güncel bilgiler.
http://www.wildlist.org :yeni yayılan virüslerin listesi aylık olarak yayınlanır.
http://www.virusbtn.com :virüslerle ilgili ipuçları
Virüslerin Yayılışı:
Virüslerin bir başka programa yapışarak yayılmaktadır. Bir virüs, kelime işlemci, tablolama programı, e-posta programınıza,dosyalarına, boot (hard disk veya disketinizin başlangıç adresine) yerleşerek sürekli çoğalır ve yayılır. Virüsü kapmış olan dosya ya da disket, bilgisayara takılıp içindeki dosya açıldığında virüs çalışmaya başlar. Genellikle belleğe gider ve orada diğer dosyalara bulaşmak için fırsat bekler. Bir sonraki çalışan program ya da dosya veya diskete bulaşır.
Virüslerden bazıları, belli tarihlerde çalışıp ekrana resim, mesaj çıkarır (etkisi az olan virüsler). Bazıları ekran ayarlarını değiştirir ya da sisteminizin yavaşlamasına neden olur (orta şiddette etkili virüsler). Bazıları da veri kaybı, sistem çökmesi, dosyaların hasar görmesine neden olur (çok zararlı virüsler).
1. Dosyalara bulaşan virüsler: Genellikle COM, EXE uzantılı dosyaların kaynak koduna kendilerinin bir kopyasını eklerler. SYS, DRV, BIN, OVL, OVY uzantılı dosyalara da bulaşan virüsler de vardır. Bazı virüsler dosyaların açılmasını beklemeden de çoğalabilir. Örneğin DOS'da DIR çekildiğinde diğer dosyalara bulaşan virüsler de vardır.
Dosyalara bulaşan virüslerin büyük bir kısmı, EXE dosyanın başlangıç kodunu alarak başka bir yere yazar. Dosya çalıştırıldığında önce virüs harekete geçer, başlangıç kodunu çalıştırır. Her şey yolunda gidiyormuş görünür. Bazıları da COM uzantılı ikinci bir dosya yaratarak içine kendi kodunu kopyalar. DOS tabanlı işletim sistemleri önce COM uzantılı dosyaya bakacağından farkında olmadan virüsü çalıştırır.
2. Boot sektörü virüsleri: Disk ve disketlerde (A, C, D, E, ...) olarak bilinen mantıksal bölümlerin her birinde boot sektörü vardır. Boot sektörde diskin formatı ve depolanmış verilerin bilgileriyle DOS'un sistem dosyalarını yükleyen boot programları bulunur. Bir boot virüsü boot dosyalarına bulaştığında, bu disk veya disketten bilgisayar açılmaya çalışıldığında "Non-system Disk or Disk Error" mesajı verilerek bilgisayar açılmaz. 1996 yılına kadar en yaygın virüsler bu cins virüslerdir. Boot virüs, belleğe yerleştikten sonra takılan her diskete bulaşır.
Master Boot Record Virüsleri: Sabit diskin ilk fiziksel sektörlerinde diskin Master Boot Record'u ve Partition Tablosu vardır. Sabit Diskin Master Boot Record'unun içindeki Master Boot Programı partition tablosundaki değerleri okur ve boot edilebilir partition'ın başlangıç yerini öğrenir. Sisteme o adrese git ve bulunduğun ilk program kodunu çalıştır komutunu gönderir. Bu virüsler de boot sektör virüsleri gibi bulaşır.
Multi-Partite Virüsler: Boot Sektörü virüsleri ile Master Boot Record virüslerinin bileşimidir. Hem MBR'a hem boot sektörü ve çalıştırılabilir dosyaları bozarak yayılma şanslarını bir hayli artırmış olurlar.
3. Macro Virüsleri: Microsoft Word ve Microsoft Excel gibi popüler uygulama programlarının macro dillerini kullanılarak yazılıyorlar. Macro'lar veri dosyalarında kaydedildiği için virüslü belge açıldığında virüsün makro kodu çalışmaya başlar.
4. Script Virüsler:
Trojan Horse (Truva Atı): Bilgisayarınızda arka planda çalışan ve zamanı geldiğinde aktif hale gelerek sisteminize zarar veren yazılım. Sabit diski formatlamak, dosyaları silmek ya da çökertmek gibi çok zararlı işler yapar. Kötü amaçlı program olmalarından dolayı virüslere benzetilebilir. Benzemeyen yönleri ise, Truva atlarının zararsız bir programmış gibi gözle görülür olmaları ve kendi kendilerini çoğaltarak başka bilgisayarlara yayılmamalarıdır.
Windows 95/98 veya Nt kullanıyorsanız trojanlara ( casus yazılım diyebiliriz.) çok dikkat etmelisiniz. Bu tip bir trojan size nasıl ulaşabilir ?
1) Elektronik posta yolu ile kötü niyetli veya şakacı bir arkadaşınız tarafından yollanabilir.
2) IRC kanallarında chat yaparken size birisi bakın bu çok hoş bir program mutlaka al diyerek sizin trojan yazılımı bilgisayarınızda çalıştırmanıza sebeb olabilir.
3) CD-ROM veya disket yolu ile başka bir kullanıcıdan gelebilir. Eğer bilgisayarınızda trojan yazılımı engelleyen bir koruma programınız ( yani iyi bir anti - virus yazılımınız ) yoksa başınıza gelebilecek olaylar şunlar olabilir ..Tabii bunlar sadece Internet bağlantınız varken geçerli olabilir.
Trojanın sizde aktif olduğunu bilen kişi ;
- Sabit disklerinize cd rom veya diğer disket sürücülerinize sizin ulaştığınız rahatlıkla ulaşabilir.
- Sabit veya taşınabilir disklerinize her türlü işlemi yapabilir.
- İnternet şifrenizi öğrenebilir.
- İstediği dosyayı okuyabilir, silebilir.
- İstediği dosyayı kendi bilgisayarına indirebilir.
- İstediği dosyayı sizin bilgisayarınıza yükleyebilir.
- Sizin yazdıklarınızı izleyebilir. Eğer kamera takılıysa sizi canlı olarak izleyebilir.
- Bilgisayarınızda çalışan herhangi bir programı kapatabilir.
- Eğer bir bilgisayar ağına sahipseniz sizin sayenizde tüm ağ üzerinde işlem yapabilir.
- Bilgisayarınızı kapatabilir veya yeniden başlatabilir.
Bu yukarıdaki özellikleri Netbus ve BO adlı trojan yazılımlar çok rahat gerçekleştiriyor. Bu yüzden siz siz olun mutlaka trojanlardan korunun.
Worm: Bellekteki ve diskette eriştiği bölgelerin verilerini bozar. İçine gömülüp saklanacağı bir ev sahibi programa gereksinimi olmadığından virüslerden ayrılır.
Virüsler, bilgisayarın işleyişinin kesilmesine, dosyaların silinmesine, sistemin yavaşlamasına yol açar. Virüsler, disketlerde bulunan programların içinde gizlenmiş olarak bulunur. Disket, disket sürücüye takılıp, virüslü dosya veya disket okutulduktan ya da içindeki programlar çalıştırıldıktan sonra bilgisayara geçer.
Spam: bir mesajın arka arkaya gönderilmesi. Spam ağı tıkar, pdsta dağıtımını yavaşlatır. Bir tür virüs olarak nitelenebilir. Ardarda gelen gereksiz elektronik postalar yüzünden bilgisayarda çalışamaz hale gelebilirsiniz.
Sabit Diskleri virüslerden korumak gereklidir.
Virüslerden korunmak için ipuçları:
• Virüs arama programı kullanın. Virüs tarama programınızı internetten bir kaç günde bir güncelleyin.
• Birden fazla virüs programı kullanın. Her virüs programı bütün virüsleri tanımaz.
• Temiz açma disketi bulundurun.
• Disketleri ve elektronik postaları virüs tarama programından geçirmeden açmayın.
• Bilmediğiniz dosyaları açmayın.
• Tanımadığınız birisi tarafından gönderilen dosyaları açmayın.
• Virüs uyarılarını dikkate alın.
• Her zaman dosyalarınızın yedeğini alın.
• BIOS setup'ından Boot sırasını C:, A: yapın. Böylelikle disket sürücüde unutulmuş olan virüslü disketten Sabit diske açılış sırasında virüs geçmesi önlenmiş olur.
• Virüsler ayrıca modemle iletişim sırasında da geçebilir. Ayrıca kopya programlarda da virüs bulunabilir.
Antivirus programlarının bulunduğu siteler:
http://www.avp.com
http://www.mcafee.com
http://www.symantec.com
http://www.datafellows.fi
http://www.antivirus.com
http://www.hitchhikers.net/antivirus/antivirus-dis.phtml : antivirüs programlarının güncellemeleri hakkında bilgi veren site
http://www.members.aol.com/rlink: virüs sorunu ile ilgili güncel bilgiler.
http://www.wildlist.org :yeni yayılan virüslerin listesi aylık olarak yayınlanır.
http://www.virusbtn.com :virüslerle ilgili ipuçları
Multimedya Donanımları
TV Kartları :
TV tuner içeren bu aygıtlar Tv yayınlarını video görüntüsüne dönüştürerek görüntü işlemcisine aktarırlar. Tv yayınlarını üzerlerindeki Tv Tuner ünitesi alır. Görüntünün dönüştürülmesi işlevini
ise üzerlerindeki Bt8xxx serisi chip seti üstlenir.
Tv kartlarının Görüntü kartı ile tümleşik olanları da üretilmiştir ancak RAM miktarı kısıtlı olduğundan, müşterilerin grafik hızlandırıcı gibi güçlü görüntü kartları kullanmak istemeleri gibi tercihleri bu kartların yaygınlaşmasını engellemiş, Tv kartlarını ayrı üretmelerine neden olmuştur.
Tv kartı üreticileri kartla birlikte uzaktan kumanda cihazı sunmaktadırlar. Kartın 5 pin konnektörü ile optik VCR cihazı bağlantısı yapılarak kumanda cihazı kullanılabilmektedir. Aynı giriş PC Video kamera yada Camcoder bağlantısı için de kullanılmaktadır.
Günümüzde Tv kartları FM Radyo tuneri ile birlikte üretilmektedirler. Bu radyo kartı ile birleşik Tv kartları 20-30 $ daha pahalı olmaktadır.
Tv kartı üzerinde VCR girişi dışında Mikrofon, Tv Anten Girişi, Radyo Anten Girişi, ses girişi ve ses çıkışı bulunur. Tv yayınları yazılım desteği ile izlenebilmektedir. Yine yazılım desteği ile Teletext yayınlarını izlemek mümkündür.
Radyo Kartı :
FM radyo alıcısı içeren bu kartlar ses kartı bağlantısı ve radyo kanal seçim ve kayıt işlemlerini yürüten yazılımların desteği ile kullanılırlar.
Yayın alıcısı Tuner ile ses dönüşümünü sağlayan chip seti bileşenlerinden oluşan kartın üzerinde, ses kartına girişi sağlayan bir çıkış ve bir hoparlör çıkışı mevcuttur.
Tv kartında olduğu gibi bazı ses kartı üreticileri radyo kartı ile tümleşik kartlar üretmişlerdir. Ancak bu kartlarda pek fazla rağbet görmediklerinden tutulmamıştır.
Infrared Alıcılar:
Uzaktan kumanda, kablosuz klavye, mouse gibi aygıtların kullanılmalarını sağlayan ek aygıtlardır. Anakart üzerindeki Infrared alıcı konnektörüne bağlı portlar ya da Tv kartı gibi kartların üzerine takılabilirler.
TV tuner içeren bu aygıtlar Tv yayınlarını video görüntüsüne dönüştürerek görüntü işlemcisine aktarırlar. Tv yayınlarını üzerlerindeki Tv Tuner ünitesi alır. Görüntünün dönüştürülmesi işlevini

Tv kartlarının Görüntü kartı ile tümleşik olanları da üretilmiştir ancak RAM miktarı kısıtlı olduğundan, müşterilerin grafik hızlandırıcı gibi güçlü görüntü kartları kullanmak istemeleri gibi tercihleri bu kartların yaygınlaşmasını engellemiş, Tv kartlarını ayrı üretmelerine neden olmuştur.
Tv kartı üreticileri kartla birlikte uzaktan kumanda cihazı sunmaktadırlar. Kartın 5 pin konnektörü ile optik VCR cihazı bağlantısı yapılarak kumanda cihazı kullanılabilmektedir. Aynı giriş PC Video kamera yada Camcoder bağlantısı için de kullanılmaktadır.
Günümüzde Tv kartları FM Radyo tuneri ile birlikte üretilmektedirler. Bu radyo kartı ile birleşik Tv kartları 20-30 $ daha pahalı olmaktadır.
Tv kartı üzerinde VCR girişi dışında Mikrofon, Tv Anten Girişi, Radyo Anten Girişi, ses girişi ve ses çıkışı bulunur. Tv yayınları yazılım desteği ile izlenebilmektedir. Yine yazılım desteği ile Teletext yayınlarını izlemek mümkündür.
Radyo Kartı :
FM radyo alıcısı içeren bu kartlar ses kartı bağlantısı ve radyo kanal seçim ve kayıt işlemlerini yürüten yazılımların desteği ile kullanılırlar.
Yayın alıcısı Tuner ile ses dönüşümünü sağlayan chip seti bileşenlerinden oluşan kartın üzerinde, ses kartına girişi sağlayan bir çıkış ve bir hoparlör çıkışı mevcuttur.
Tv kartında olduğu gibi bazı ses kartı üreticileri radyo kartı ile tümleşik kartlar üretmişlerdir. Ancak bu kartlarda pek fazla rağbet görmediklerinden tutulmamıştır.
Infrared Alıcılar:

Kulaklık-Mikrofon:
Çok değişik tip ve dizayn edilmiş kulaklık ve mikrofon seçenekleri mevcuttur. Ayrı ayrı satın alma imkanı olduğu gibi kulaklık ve mikrofonun birarada olduğu modeller daha fazla revaçtadır.
Özellikle mikrofon olarak değişik seçenekler içerisinde Yaka Tipi ve Masa Üzerinde kullanılmak üzere tabla üzerine oturtulmuş mikrofonlar yaygın olarak kullanılmaktadır.
Kulaklık, yapı olarak kulağın yapısına uygun olarak üretilmiş plastik ve dışı yumuşak bir doku ile kaplanmış hoparlör muhafazalarından oluşur. Bu muhafazalara kablo ile ses kartı çıkışına ya da doğrudan hoparlör veya Cd sürücüsünün ön panelindeki ses çıkışına takılmak üzere hazırlanmış Jak yer alır.

Özellikle mikrofon olarak değişik seçenekler içerisinde Yaka Tipi ve Masa Üzerinde kullanılmak üzere tabla üzerine oturtulmuş mikrofonlar yaygın olarak kullanılmaktadır.
Kulaklık, yapı olarak kulağın yapısına uygun olarak üretilmiş plastik ve dışı yumuşak bir doku ile kaplanmış hoparlör muhafazalarından oluşur. Bu muhafazalara kablo ile ses kartı çıkışına ya da doğrudan hoparlör veya Cd sürücüsünün ön panelindeki ses çıkışına takılmak üzere hazırlanmış Jak yer alır.
Hoparlör :
Multimedia bileşenlerinin vazgeçilmezlerindendir. Ebat, Dizayn, ses çıkış gücü, Amphi ve Woofer bulunup bulunmaması gibi pek çok seçenek sunarlar.
Kit halinde satın alınabilen Multimedia aygıtları içerisinde, ses kartlarıyla birlikte verilen 4 Watt hoparlörler çok düşük ses verebilmeleri nedeniyle fazla tercih edilmemektedirler.
Ses kartlarının ve bilgisayar üzerinde ses işleme teknolojilerinin de gelişmesiyle buna paralel olarak hoparlörler de ayrı bir önem kazanmıştır. Ses kartının ses çıkışını güçlendirerek hoparlörden daha güçlü ses alma, kulağa daha net ve güçlü ses gönderme amacıyla geliştirilen SubWooferlar bilgisayarınızın bir müzik seti kadar kaliteli ses üretmesine yardımcı olmaktadırlar.

Kit halinde satın alınabilen Multimedia aygıtları içerisinde, ses kartlarıyla birlikte verilen 4 Watt hoparlörler çok düşük ses verebilmeleri nedeniyle fazla tercih edilmemektedirler.
Ses kartlarının ve bilgisayar üzerinde ses işleme teknolojilerinin de gelişmesiyle buna paralel olarak hoparlörler de ayrı bir önem kazanmıştır. Ses kartının ses çıkışını güçlendirerek hoparlörden daha güçlü ses alma, kulağa daha net ve güçlü ses gönderme amacıyla geliştirilen SubWooferlar bilgisayarınızın bir müzik seti kadar kaliteli ses üretmesine yardımcı olmaktadırlar.
PC Kameralar :
Doğrudan USB aygıtına ya da Görüntü kartı, TV kartı gibi aygıtlara ya da doğrudan kendi arabirim kartı ile bilgisayara takılabilen modellerden oluşan bu aygıtlar bilgisayarın dış ortamdan görüntü almasını sağlar ve yazılımla desteklenmek zorundadırlar.

Joystic (Oyun Çubuğu) :
Bilgisayar üzerinde oyun oynamayı daha zevkli ve cazip hale getirmek iki yönlü bir Pazarın gelişmesine neden olmaktadır.
Bunlar; öncelikle daha kaliteli ve eğlenceli oyunlar üretme yarışına giren yazılım firmaları diğeri ise; oyun oynamayı daha zevkli kılacak teknik gelişmeleri yükseltmeye uğraşan donanım üreticileridir. Eski atarilerle başlayan oyun çubukları bilgisayara uygulandığında bazı oyun türlerinin daha kolay ve zevkle oynanmasını sağladı.
Joystiğinizi Ses Kartınızın üzerindeki 15 pinli dişi konnektöre bağlamanız gerekir. Taktıktan sonra kullanacağınız programlar içerisinde Kalibre (Ayar) etmeniz gerekir.
Dijital Kamera :
Günlük hayatta kullandığımız Dijital Kameralar bilgisayara bağlanarak alınan bant görüntülerini veya o anda yapılan çekimleri bilgisayara aktarabilmektedir. Görüntü kalitesini arttırmak için gelişmiş video kartlar da takılabilmektedir.

Bunlar; öncelikle daha kaliteli ve eğlenceli oyunlar üretme yarışına giren yazılım firmaları diğeri ise; oyun oynamayı daha zevkli kılacak teknik gelişmeleri yükseltmeye uğraşan donanım üreticileridir. Eski atarilerle başlayan oyun çubukları bilgisayara uygulandığında bazı oyun türlerinin daha kolay ve zevkle oynanmasını sağladı.
Joystiğinizi Ses Kartınızın üzerindeki 15 pinli dişi konnektöre bağlamanız gerekir. Taktıktan sonra kullanacağınız programlar içerisinde Kalibre (Ayar) etmeniz gerekir.
Dijital Kamera :

Dijital Fotoğraf Makinesi:
Yeni tip dijtal fotoğraf makinelerinde 100'den fazla resim ve küçük boyutlu hareketli görüntü bu cihazların hafızasında saklanabilmektedir. makinedeki resimler yazıcıdan özel kağıtlara alınabildiği gibi makinenin hafızasındaki resim ve hareketli görüntüler dosya halinde bilgisayarda saklanabilmekte ve gerektiğin de bu dosyaları çeşitli programlar ile işlenmsesini sağlamaktadır.
Sunum (Data Show) Cihazı:
Bir bilgisayar ile ders anlatırken veya konferans veriken ekrandaki bilgilerinbelirli aralıklarla bir zemine yansıtılması Data Show cihazı ile olmaktadır.

Sunum (Data Show) Cihazı:

Çizici (Plotter)

Bir çizicinin yazıcıdan temel farkı, şekilleri bir kalem yardımıyla çizmesidir. İkinci büyük fark ise çok büyük kağıtlara çıktı alma imkanıdır. Örneğin, çiziciyle l metrekarelik bir kağıda çıktı alınabilmektedir.

Çiziciler, şekilleri çizmek için kalem kullandıklarından bu kalemi değiştirerek renkli çıktılar almak mümkündür. Çizici kağıtlarının boyutları 21.59 x 27.94 cm ile 91.44 x 121.92 cm. arasındadır.
Çizicilerin bazılarında, kağıt sabit olarak tutulmakta ve kalem hareket ettirilerek çizme işlemi gerçekleştirilmekte, bazılarında da kağıt hareket ettirilmektedir. Kağıdın sabit olarak tutulduğu modellerde çizim daha kaliteli olmaktadır.
Tarayıcı (Scanner)

Tarayıcı ile elde edilen bu şekiller çeşitli programlar sayesinde değiştirilebilmekte, büyültülüp küçültülebilmekte ve sonuçta yazıcıdan sayfa çıktısı alınabilmektedir.
Tarayıcıların değişik tip ve büyüklükte olanları vardır. Örneğin, elle hareket ettirilerek tarama yapan tipleri olduğu gibi fotokopi makinesine benzeyen tipleri de mevcuttur. 1200, 2600 dpi gibi değişik çözünürlüklerde tarayıcılar bulunmaktadır. Bilgisayar ortamına tarayıcı yardımıyla aktarılan resimleri birçok işte kullanmak mümkündür
Tarayıcılar, sadece çözünürlüklerine göre değil, algılayabildikleri renk sayısına göre de farklılık gösterirler. Renkli görüntüler bilgisayarda çok daha fazla yer tuttuğu için, genellikle ve sıkıştırma programları da kullanılır.
Profesyonel olmayan uygulamalarda, daha küçük boyutlarda olan el tarayıcıları kullanılabilir. Sayfa üzerinde gezdirilerek kullanıldıkları için el tarayıcılarının küçük bir üstünlükleri vardır:
0CR (Optical Character Recognition) Optik Karakter tanıma
Tarayıcıların getirdiği yeni bir olanak, görüntüler gibi yazıların da kağıttan

Böylece kağıt ortamındaki bir yazı, insan eliyle herhangi bir müdahaleye ve klavyeden tekrar veri girişine gerek kalmadan bilgisayara aktarılabilir. OCR programıyla ASCII metinlere dönüştürülen yazı üzerinde istenen şekilde işlemde yapılabilir. Üstelik, yazıların görüntü dosyası olarak değil de metin dosyası olarak saklanması çok daha az yer gerektirir.
Ses Kartı (Sound Card)

Bir ses kartının yaptığı iş ses sinyallerini dijital sinyallere dönüştürerek bilgisayar tarafından kullanilabilir hale getirmek ve daha sonra da dijital veri olarak saklanan bu ses kaydını yeniden ses sinyallerine dönüştürüp, kendine bağlanan bir dış hoparlöre vermektir.Temel işlevi ses işlemek olan bu aygıtlar içerdikleri ses işleme chipleri ile müzik dinleme, ses kaydı yapabilme Midi aygıtları kullanabilme vb. işlevleri yürütürler.
Bir Ses Kartı Üzerinde Yer Alan Öğeler Şunlardır.
Ses Chip'i: Yaygın olarak Creative, Crystall, ESS, Opti ve Avance Logic gibi firmalarca üretilen ses işleme Chipleridir.
CD-ROM Bağlantı Noktası: Müzik CD'lerinden Müzik dinlyebilme imkanını sağlayan dijial giriştir.
Mikrofon Girişi: Ses kaydı yapabilme imkanı sağlayan ve PC!ler için kullanılan mikrofon girişidir.
Hat Girişi (Line In): Bazı müzik aygıtlarından (TV Kartı, Radio Kartı ve Midi cihazları ) ses girişini sağlar.
Hoparlör Çıkışı: Seslerin Hoparlöre aktarılmasını sağlayan çıkış portudur. Surround hoparlör destekleyen kartlarad iki adet bulunur.
Oyun Çubuğu (Joystick): 15 pinli port ile joystick bağlantısı sağlanır.
Ses Kartları genellikle anakart üzerinde PCI veya ISA slotlarına bağlanır, fakat günümüz anakartlarının bir çoğunda seskartı tümleşik olarak sunulmaktadır.
Bir Ses Kartı Üzerinde Yer Alan Öğeler Şunlardır.
Ses Chip'i: Yaygın olarak Creative, Crystall, ESS, Opti ve Avance Logic gibi firmalarca üretilen ses işleme Chipleridir.
CD-ROM Bağlantı Noktası: Müzik CD'lerinden Müzik dinlyebilme imkanını sağlayan dijial giriştir.
Mikrofon Girişi: Ses kaydı yapabilme imkanı sağlayan ve PC!ler için kullanılan mikrofon girişidir.
Hat Girişi (Line In): Bazı müzik aygıtlarından (TV Kartı, Radio Kartı ve Midi cihazları ) ses girişini sağlar.
Hoparlör Çıkışı: Seslerin Hoparlöre aktarılmasını sağlayan çıkış portudur. Surround hoparlör destekleyen kartlarad iki adet bulunur.
Oyun Çubuğu (Joystick): 15 pinli port ile joystick bağlantısı sağlanır.
Ses Kartları genellikle anakart üzerinde PCI veya ISA slotlarına bağlanır, fakat günümüz anakartlarının bir çoğunda seskartı tümleşik olarak sunulmaktadır.

Yazıcı (Printer)
Ekrandan sonra en yaygın çıkış birimidir. Bilgisayara kaydettiğimiz bilgileri, yapılan çalışmaları, kısaca kağıda dökülebilecek herşeyi yazıcı aracılığıyla elde ederiz.
Temel olarak yazıcıları dört gurupta toplayabiliriz:
1. Papatya Çarklı Yazıcılar:
Baskı sırasında kullanılan teknik bakımından daktiloya en çok benzeyen bu yazıcı türünün basabileceği bütün şekiller papatyaya benzeyen bir yazıcı kafa üzerinde yer alır.
2. Nokta Vuruşlu Yazıcılar:
Mevcut yazıcı türleri içinde en ucuzu olduklarından en yaygın kullanılan yazıcılardır. Kimi kaynaklarda “iğneli yazıcı” yada “matris yazıcı” (dot matrix printer) diye adlandırılan bu yazıcıların yazma kafası bir matris şeklinde dizilmiş küçük iğneciklerden (yada mikro çekiçlerden) oluşur.
Nokta vuruşlu yazıcıların en büyük dezavantajı, yazı kalitesinin düşük olmasıdır. Bir nokta vuruşlu yazıcıdan çıkan metinlerde karakterlerin çeşitli noktaların yan yana getirilmesinden oluştuğu hemen görülür.
3. Mürekkep Püskürtmeli Yazıcılar.
Mürekkep püskürtmeli yazıcılarda nokta matrisli yazıcılardan dır. Ancak bu yazıcılar şerit kullanmazlar. Bunun yerine resmi ve karakterleri oluşturmak için vuruşsuz bir yöntem kullanırlar. Yazıcı kafası kağıda değmez. Bunun yerine kafa kağıda mürekkep damlacıkları püskürtür. Mürekkep püskürtmeli yazıcılarda kullanılan yöntem nokta matrisli yazıcılarda kullanılan yönteme benzer. Kafa bir adım motoru ile sağa sola hareket ettirilirken kağıt merdaneler yardımıyla sağa sola doğru hareket ettirir. Yazıcı kafası dikey olarak yerleştirilmiş birçok püskürtücü ucundan kağıda minik noktalar halinde özel bir mürekkep püskürtür.
Birçok mürekkep püskürtmeli yazıcı bir sayfayı yaklaşık renkli ve siyah/beyaz durumuna göre 10 ile 20 sn arasında basar ve dakikada basabildikleri sayfa sayısı ile hızları ölçülür.
Mürekkep püskürtmeli yazıcılar vuruşsuz çalıştıklarından karbon kağıdı ile çoğaltılmış baskılara imkan vermezler. Yani bu yazıcıları fatura kesmek gibi çok kopya gerektiren baskı işlemlerinde kullanamayız. Mürekkep püskürtmeli yazıcıların ikinci bir dezavantajı ise; gerektirdikleri özel mürekkebin pahalı olmasıdır.
Mürekkep püskürtmeli yazıcılarda renkli baskı kolaydır. Temel üç renk ayrı ayrı aynı noktaya basıldığında diğer renkler elde edilir. Üç rengi karıştırarak elde edilen siyah tam siyah tonunda elde edilmediği ve üç mürekkebi de harcadığı için ek olarak siyah mürekkepte bulunur. Yalnızca siyah rengin yer aldığı baskılarda bu yöntem daha ucuz olur.
4. Lazer Yazıcılar
Lazer yazıcılar vuruşsuz bir yöntem kullanırlar. Lazer yazıcılarda kullanılan baskı yöntemi fotokopi makinesindekine benzer Lazer yazıcılar satır satır yazmak yerine sayfa sayfa yazarlar.
Grafik çıktılar Lazer yazıcıların zayıf taraflarını ortaya çıkarır. Bir lazer çıktısı alabilmek için bütün resmin yazıcıya yüklenmesi gerekir. Yazıcı baskıya geçmeden önce bir boyutta bir verinin tamamını saklamak zorundadır. Buna göre yüksek çözünürlüklü bir sayfa grafik çıktısı için 1MB yazıcı belleği yeterli değildir. Yazıcının da kendi işletim sistemi bir belleğe ihtiyaç duyar. Lazer yazıcılar sürekli form yazıcı kağıdı kullanmazlar.
Lazer Yazıcıda Dikkat Edilecek Ölçütler;
Yazıcının dakikada basabildiği sayfa sayısı (hız), Bir sayfa düzenleme dili ile (PostScript ya da PCL) uyumlu çalışıp çalışmadığı, Baskı yapabileceği kağıt türleri, Kağıt üzerinde maksimum baskı alanı, Basabileceği font saysı, Yazıcının belleğinin büyüklüğü Network ortamında paylaşıma açık olup olmadığı, toner ömrü, fiyatı.
Lazer yazıcıların hızı ppm (page per minute : dakikadaki sayfa sayısı) ile ölçülür. Bir yazıcının hızında iki farklı ölçüt söz konusudur. Bunlardan birinci sayfanın görüntüsünün bellekten hazırlanıp basılması, ikincisi ise aynı sayfanın birkaç dakika içinde arka arkaya kaç kez basılabileceği. Basılacak sayfanın bir görünümü, basımdan önce yazıcının belleğinde oluşturulduğu için bir lazer yazıcının en azından 4 MB belleğe ihtiyacı vardır. (300 dpi’lik bir sayfa bile 1.5 MB bellek gerektirmektedir)
Temel olarak yazıcıları dört gurupta toplayabiliriz:
1. Papatya Çarklı Yazıcılar:

Baskı sırasında kullanılan teknik bakımından daktiloya en çok benzeyen bu yazıcı türünün basabileceği bütün şekiller papatyaya benzeyen bir yazıcı kafa üzerinde yer alır.
2. Nokta Vuruşlu Yazıcılar:
Mevcut yazıcı türleri içinde en ucuzu olduklarından en yaygın kullanılan yazıcılardır. Kimi kaynaklarda “iğneli yazıcı” yada “matris yazıcı” (dot matrix printer) diye adlandırılan bu yazıcıların yazma kafası bir matris şeklinde dizilmiş küçük iğneciklerden (yada mikro çekiçlerden) oluşur.

3. Mürekkep Püskürtmeli Yazıcılar.
Mürekkep püskürtmeli yazıcılarda nokta matrisli yazıcılardan dır. Ancak bu yazıcılar şerit kullanmazlar. Bunun yerine resmi ve karakterleri oluşturmak için vuruşsuz bir yöntem kullanırlar. Yazıcı kafası kağıda değmez. Bunun yerine kafa kağıda mürekkep damlacıkları püskürtür. Mürekkep püskürtmeli yazıcılarda kullanılan yöntem nokta matrisli yazıcılarda kullanılan yönteme benzer. Kafa bir adım motoru ile sağa sola hareket ettirilirken kağıt merdaneler yardımıyla sağa sola doğru hareket ettirir. Yazıcı kafası dikey olarak yerleştirilmiş birçok püskürtücü ucundan kağıda minik noktalar halinde özel bir mürekkep püskürtür.

Birçok mürekkep püskürtmeli yazıcı bir sayfayı yaklaşık renkli ve siyah/beyaz durumuna göre 10 ile 20 sn arasında basar ve dakikada basabildikleri sayfa sayısı ile hızları ölçülür.
Mürekkep püskürtmeli yazıcılar vuruşsuz çalıştıklarından karbon kağıdı ile çoğaltılmış baskılara imkan vermezler. Yani bu yazıcıları fatura kesmek gibi çok kopya gerektiren baskı işlemlerinde kullanamayız. Mürekkep püskürtmeli yazıcıların ikinci bir dezavantajı ise; gerektirdikleri özel mürekkebin pahalı olmasıdır.
Mürekkep püskürtmeli yazıcılarda renkli baskı kolaydır. Temel üç renk ayrı ayrı aynı noktaya basıldığında diğer renkler elde edilir. Üç rengi karıştırarak elde edilen siyah tam siyah tonunda elde edilmediği ve üç mürekkebi de harcadığı için ek olarak siyah mürekkepte bulunur. Yalnızca siyah rengin yer aldığı baskılarda bu yöntem daha ucuz olur.
4. Lazer Yazıcılar
Lazer yazıcılar vuruşsuz bir yöntem kullanırlar. Lazer yazıcılarda kullanılan baskı yöntemi fotokopi makinesindekine benzer Lazer yazıcılar satır satır yazmak yerine sayfa sayfa yazarlar.

Lazer Yazıcıda Dikkat Edilecek Ölçütler;
Yazıcının dakikada basabildiği sayfa sayısı (hız), Bir sayfa düzenleme dili ile (PostScript ya da PCL) uyumlu çalışıp çalışmadığı, Baskı yapabileceği kağıt türleri, Kağıt üzerinde maksimum baskı alanı, Basabileceği font saysı, Yazıcının belleğinin büyüklüğü Network ortamında paylaşıma açık olup olmadığı, toner ömrü, fiyatı.

Lazer yazıcıların hızı ppm (page per minute : dakikadaki sayfa sayısı) ile ölçülür. Bir yazıcının hızında iki farklı ölçüt söz konusudur. Bunlardan birinci sayfanın görüntüsünün bellekten hazırlanıp basılması, ikincisi ise aynı sayfanın birkaç dakika içinde arka arkaya kaç kez basılabileceği. Basılacak sayfanın bir görünümü, basımdan önce yazıcının belleğinde oluşturulduğu için bir lazer yazıcının en azından 4 MB belleğe ihtiyacı vardır. (300 dpi’lik bir sayfa bile 1.5 MB bellek gerektirmektedir)
Anakart (Mainboard)

Takılacağı kasanın türüne göre AT, ATX ve BTX olmak üzere üç temel tür anakart vardır. Tüm anakartlar sahip olduğu chipset mimarisi ve genişletme yuvalarına göre farklılık gösterirler. Bazı bilgisayar üretici firmaları ürettikleri modeller için özel anakartlar üretmişlerdir. Bir kısım anakartlarda da görüntü arabirimi, ses arabirimi, ethernet arabirimi vb. bazı donanımsal özellikleri monte edilmiş olarak da üretirler, bu tip anakartlara, tümleşik (onboard) anakart denir.

b) Genişleme Yuvaları: Kart şeklindeki donanım birimlerinin takılması için kullanılanılır. Günümüz anakartlarında ISA, PCI, AGP ve PCI-E( PCI-Express) olarak adlandırılan genişletme yuvaları bulunabilir. Farklı genişletme yuvası kullanılmasının sebebi veri transfer hızından kaynaklanmaktadır. Genişletme yuvalarının sayısı ve çeşitliliği kullanılan mimari yapıya, üretici firmaya ve anakartın ebatına göre değişebilir. 1) ISA (Industry Standart Architecture) slot: Genellikle modem, ses kartı, scanner kontrol kartı, SCSI kontrol kartı, radyo kartı gibi donanım ürünleri için kullanılmaktadır.

2) PCI (Peripheral Component Interconnect) slot : Günümüzde hemen hemen tüm donanım kartları bu slotlara takılır. (Modem, ses kartı, TV/radyo kartı,ethernet kartı vb.) 3) AGP(Accelerated Graphics Port):AGP(Accelerated Graphics Port) teknolojisi grafik uygulamaların ihtiyaç duyduğu yüksek bantgenişliğine çözüm sağlamak için geliştirilmiş ve bugün çok yaygın şekilde kullanılan bir veriyolu teknolojisidir. bu genişletme yuvasına sadece ekran kartı takılabilir.

4) PCI-E(PCI-Express): Günümüzde ekran kartları için kullanılan, gelecekte diğer slotların yerini alacak olan bir bir genişletme yuvasıdır. Veri tarnsfer hızları PCI ve AGP genişletme yuvalarına göre daha hızlıdır. Gelişen teknolojiler sayesinde tüm donanımları PCI-E genişletme yuvarına takabileceğiz.
c) Ram Slotları:Sistem açık olduğu sürece bilgiler RAM bellekte saklanabilir. RAM belleklerin anakart üzerinde takıldığı alana da RAM Slotu denir. Günümüz de kullanılan anakartlar üzerinde bulunan ram slotunun özeliklerine göre SDRAM, DDRRAM, DDR2-RAM ve RDRAM slotları kullanılmaktadır.
c) Ram Slotları:Sistem açık olduğu sürece bilgiler RAM bellekte saklanabilir. RAM belleklerin anakart üzerinde takıldığı alana da RAM Slotu denir. Günümüz de kullanılan anakartlar üzerinde bulunan ram slotunun özeliklerine göre SDRAM, DDRRAM, DDR2-RAM ve RDRAM slotları kullanılmaktadır.
d) BIOS:
Anakart üzerinde kartların takıldığı (ses kartı, ekran kartı, modem, TV kartı vs.) genişletme yuvaları ve diğer bileşenler arasındaki koordinasyonu sağlayan temel parçalardan birisi BIOS'tur.
BIOS, genel olarak bilgisayarın açılabilmesi için gerekli küçük bir yazılımdır. Bu yazılım BIOS Chipi içinde tutulur. BIOS, bilgisayarın sabit disk ya da disket sürücü gibi kaynaklardan açılabilmesini sağlaması dışında POST ( Power On Self Test ), yani açılışta bilgisayarın kendini test etmesi işleminden de sorumludur.
BIOS görevini yerine getirebilmek için, bazı donanım bilgilerine ihtiyaç duyar. Bu bilgiler, bilgisayar kapalı da olsa silinmemelidir. BIOS verilerini tutan kısma CMOS denir. CMOS, BIOS için gerekli bilgileri saklayabilmek için minik bir pil kullanır. Açılışa şifre konması ve daha sonra bu şifrenin unutulması durumunda bu pili birkaç saniye için çıkarıp tekrar yerine takmakla bilgisayarınıza açılabilir hale getirebilirsiniz. Çünkü pil çıkarılınca BIOS Chip' i üzerindeki bilgilerde unutulacak ve şifre silinecektir.e) Chipset(Yongaseti): Mikroişlemci ve veri yollarının kullanılması ile birlikte; mikroişlemci ile bellekler üzerinde iletişimi kontrol ederek düzenleyen, veri transfer hızlarını düzenleyen geliştirilmiş kontrol ve denetim birimleridir.
Yongaseti iki birimden oluşur: Kuzey Köprüsü ve Güney Köprüsü yongaları. Bir yerine iki birimin kullanılmasının nedeni tüm bileşenleri tek bir yongaya dahil etmenin güçlüğüdür. İki yonga kullanılması aynı zamanda Kuzey Köprüsü ve Güney Köprüsü yongalarıyla farklı donaımsal kombinasyonların kullanılabilmesine de olanak tanır.Chipsetin görevleri:1) RAM - Cache Bellek - Mikroişlemci arasındaki ilişkiyi düzenlemek2) CPU - veri yolları - RAM arasındaki ilişkiyi düzenlemek3) ISA Veri yollarının denetlenmesi ve ISA - PCI geçişlerini yönetmek4) PCI - USB Portu arasındaki iletişimi kontrol etmek5) Güç yönetimini kontrol etmek6) AGP iletişimini düzenlemekf) Pil: Biosa kalıcı enerji sağlayarak kayıtların korunmasını sağlar.g) Konnektörler:
1) IDE Konnektör: Anakart üzerinde iki adet IDE konnektörü bulunur. Bu konnektörlere harrdisk veya optik sürücü(CD-ROM,CD-RW, DVD-ROM DVD-RW gibi) bağlanabilir.
2)SATA Konnektör: SATA (Serial ATA) fiziksel depolama arabirimi için kullanılan Paralel ATA yerine geliştirilen yeni standarttır.
3)Floppy Konnektör: Disket sürücülerin takılabileceği bir konnektördür. Maksimum 2 adet disket sürücüyü destekler.
4) Power Konnektör: Anakartın elektrik enerjisini sağlayan konnektördür.
5) Fan Güç Konnektörü: Cpu ve kasa ya takılan fanların enrjilerini sağlayan konnektördür.
6) Led Konnektörleri: Kasa dışında durumları hakkında bilgi edinilmesi sağlanan; power, hdd ledleri ile reset ve power düğmelerinin anakartla irtibatını sağlayan konnektörlerdir.
Anakart üzerinde kartların takıldığı (ses kartı, ekran kartı, modem, TV kartı vs.) genişletme yuvaları ve diğer bileşenler arasındaki koordinasyonu sağlayan temel parçalardan birisi BIOS'tur.
BIOS, genel olarak bilgisayarın açılabilmesi için gerekli küçük bir yazılımdır. Bu yazılım BIOS Chipi içinde tutulur. BIOS, bilgisayarın sabit disk ya da disket sürücü gibi kaynaklardan açılabilmesini sağlaması dışında POST ( Power On Self Test ), yani açılışta bilgisayarın kendini test etmesi işleminden de sorumludur.
BIOS görevini yerine getirebilmek için, bazı donanım bilgilerine ihtiyaç duyar. Bu bilgiler, bilgisayar kapalı da olsa silinmemelidir. BIOS verilerini tutan kısma CMOS denir. CMOS, BIOS için gerekli bilgileri saklayabilmek için minik bir pil kullanır. Açılışa şifre konması ve daha sonra bu şifrenin unutulması durumunda bu pili birkaç saniye için çıkarıp tekrar yerine takmakla bilgisayarınıza açılabilir hale getirebilirsiniz. Çünkü pil çıkarılınca BIOS Chip' i üzerindeki bilgilerde unutulacak ve şifre silinecektir.e) Chipset(Yongaseti): Mikroişlemci ve veri yollarının kullanılması ile birlikte; mikroişlemci ile bellekler üzerinde iletişimi kontrol ederek düzenleyen, veri transfer hızlarını düzenleyen geliştirilmiş kontrol ve denetim birimleridir.
Yongaseti iki birimden oluşur: Kuzey Köprüsü ve Güney Köprüsü yongaları. Bir yerine iki birimin kullanılmasının nedeni tüm bileşenleri tek bir yongaya dahil etmenin güçlüğüdür. İki yonga kullanılması aynı zamanda Kuzey Köprüsü ve Güney Köprüsü yongalarıyla farklı donaımsal kombinasyonların kullanılabilmesine de olanak tanır.Chipsetin görevleri:1) RAM - Cache Bellek - Mikroişlemci arasındaki ilişkiyi düzenlemek2) CPU - veri yolları - RAM arasındaki ilişkiyi düzenlemek3) ISA Veri yollarının denetlenmesi ve ISA - PCI geçişlerini yönetmek4) PCI - USB Portu arasındaki iletişimi kontrol etmek5) Güç yönetimini kontrol etmek6) AGP iletişimini düzenlemekf) Pil: Biosa kalıcı enerji sağlayarak kayıtların korunmasını sağlar.g) Konnektörler:
1) IDE Konnektör: Anakart üzerinde iki adet IDE konnektörü bulunur. Bu konnektörlere harrdisk veya optik sürücü(CD-ROM,CD-RW, DVD-ROM DVD-RW gibi) bağlanabilir.
2)SATA Konnektör: SATA (Serial ATA) fiziksel depolama arabirimi için kullanılan Paralel ATA yerine geliştirilen yeni standarttır.
3)Floppy Konnektör: Disket sürücülerin takılabileceği bir konnektördür. Maksimum 2 adet disket sürücüyü destekler.
4) Power Konnektör: Anakartın elektrik enerjisini sağlayan konnektördür.
5) Fan Güç Konnektörü: Cpu ve kasa ya takılan fanların enrjilerini sağlayan konnektördür.
6) Led Konnektörleri: Kasa dışında durumları hakkında bilgi edinilmesi sağlanan; power, hdd ledleri ile reset ve power düğmelerinin anakartla irtibatını sağlayan konnektörlerdir.
h) Seri (Com1 ve Com2)portlari:
Seri mouse(fare), External( Harici) Modem ve diğer seri porttan haberleşebilen donanımlar tarafından kullanılırlar.

i) Paralel port:
Paralel port genellikle yazıcı, external(harici) disk sürücüler, tarayıcı ve ZIP sürücülerle birlikte kullanılır. Paralel dosya iletimi, seri porta göre oldukça hızlıdır. Paralel portun be
lirgin özelligi çift yönlü iletim sağlamasıdır. Daha çok yeni yazıcılar tarafindan kullanılan söz konusu özellik sayesinde, hedef aygıt sadece PC tarafindan gönderilen komutları işlemekle kalmayıp, PC'ye kendisi de veri gönderebilir. Bu ise daha çok yazıcının kağıt kalmaması durumunda basvurduğu bir yoldur.
Paralel port genellikle yazıcı, external(harici) disk sürücüler, tarayıcı ve ZIP sürücülerle birlikte kullanılır. Paralel dosya iletimi, seri porta göre oldukça hızlıdır. Paralel portun be

j) Klavye portu:

ATX tipi anakartlara tümleşik olarak 6 pinlik ps/2 mouse portu bulunmaktadır.
l) USB port: 
Evrensel seri iletim noktasi olarak adlandırılan bu yeni bağlanti noktası seri veri aktarım hızını arttırmaya ve USB'den bağlanan aygıtların bilgisayarın yeniden başlatılmasına veya kapatılmasına gerek kalmadan hemen bilgisayar tarafından kullanılmasına olanak sağlamıştır.USB'ye, modem, joystick, tarayici, yazici, dijital kamera ve CD-yazici gibi donanim ürünleri bağlanabilir. Veri iletim hizlari saniyede 700-800 kilobayttır. USB kablosunun uzunluğu en fazla 5 metre olabilir.
m) Jumperlar: Anakart üzerindeki gerilim ayarları, veri yolu frekans ayarları, kayıt bilgilerini silinmesi ,açılış ayarları, aygıt iptali için kullanılır. Günümüz anakartlarında bu özellikler bios setup programından da yapılabilir.

Evrensel seri iletim noktasi olarak adlandırılan bu yeni bağlanti noktası seri veri aktarım hızını arttırmaya ve USB'den bağlanan aygıtların bilgisayarın yeniden başlatılmasına veya kapatılmasına gerek kalmadan hemen bilgisayar tarafından kullanılmasına olanak sağlamıştır.USB'ye, modem, joystick, tarayici, yazici, dijital kamera ve CD-yazici gibi donanim ürünleri bağlanabilir. Veri iletim hizlari saniyede 700-800 kilobayttır. USB kablosunun uzunluğu en fazla 5 metre olabilir.
m) Jumperlar: Anakart üzerindeki gerilim ayarları, veri yolu frekans ayarları, kayıt bilgilerini silinmesi ,açılış ayarları, aygıt iptali için kullanılır. Günümüz anakartlarında bu özellikler bios setup programından da yapılabilir.
CD-DVD ve Sürücüleri

CD-ROM'lar disk ve disketler gibi veri depolamak için kullanılan birimlerdir. Veriler CD-ROM'a, disk ve disketlerden farklı olan optik mantığına göre kaydedilirler. Bilgisayarda veriler 1 ve 0 şeklinde işlenir ve depolanırlar. CD-ROM üzerindeki 1 ve 0 bilgileri çukur ve tümsekler ile ifade edilir.CD-ROM'da bilgiler içten dışa doğru kaydedilir.
CD-ROM'ların veri saklama kapasiteleri 180 MB -800 MB arasında değişir. CD-ROM üzerine bilgiler bir kez yazılabilir, fakat birden fazla üzerine yazılabilen CD-ROM'lar da mevcuttur. Bu tip CD-ROM'lara REWRİTABLE (Tekrar Yazılabilir) CD-ROM denir.
CD-ROM üzerinde ki bilgileri okuyan donanım ürününe CD-ROM Sürücü denir. Bu sürücüler verileri, çukur ve tümsekler üzerine göderilen laser ışığının yansımasını sınıflandırarak verileri elektrik sinyaline çevirir. CD-ROM sürücülerin okuma hızları 8X-60X arasındadır. Bir CD-ROM sürücüsünün 8X okumahızı olaması demek saniyede 8*150KB'lık veri okuyabilmesi demektir.
CD-ROM Sürücüsünün ön panelinde CD'yi çıkartmak için Eject butonu, Müzük CD'lerini başlatmak için Play-Stop-Next butonları ve Kulaklık çıkışı ve Ses ayar düğmeri bulunur. Sürücünün arka panelinde Power Konnektörü, IDE Kablo Konnektörü Audio Çıkış Soketi (Müzik CD'leri için sesin ses kartına aktarılmasını sağlar) ve Kablo Seçim Jumper'ı (Master - Slave select )bulunur. CD-ROM 'lar Hardisk Data kablosu (IDE Kablo) ile anakart'ın Primery veya Secondery IDE konnektörlerine bağlanır. İstendiğinde 2-4 CD-ROM sürücüsü takılabilmektedir.
Müzik CD'sinin CD-ROM Sürücü tarafından çalıştırlması
CD-ROM üzerine bilgi kaydetmek için CD-RW(CD Yazıcı)'lar kullanılır. CD-RW'lar yazma işleminde yine laser ışığını kullanırlar.CD-RW'lar CD-ROM'dan bilgi okumak içinde kullanılır. CD-RW'ların hızlarını temsil etmek için üç tane hız göstergesi kullanılır. Örneğin 40X 12X 40X'lik bir CD-RW'ın 40 CD-ROM'lara yazma hızını, 12 Yeniden yazılabilir CD-ROM'lara yazma hızını, 40 okuma hızını gösterir.
DVD ve DVD SÜRÜCÜLER
Dijital Video Disk kelimelerinin kısaltılmış hali ile bilinen DVD’ler CD’lerin yapım teknolojisine çok benzer bir teknoloji ile üretilmişlerdir. CD’lerden farkı, daha fazla bilgiyi tek bir DVD içerisine sıkıştırabilmeleridir. Bir CD yaklaşık 650 MB’lık bilgi alırken, DVD’nin bilgi saklama kapasitesi 17 GB (Giga Byte)’dır. DVD diskler içerisine daha fazla bilgi yüklenebildiğinden kaydedilen filmler ve oyunlar bilgisayar ekranında çok yüksek kalitede izlenir. DVD diskleri kullanabilmek için DVD sürücüler kullanılması gerekir.
DVD sürücülerin hızları CD-ROM sürücülerde de olduğu gibi sayısal ifadeler kullanılır. Örneğin 12X gibi
CD-ROM'ların veri saklama kapasiteleri 180 MB -800 MB arasında değişir. CD-ROM üzerine bilgiler bir kez yazılabilir, fakat birden fazla üzerine yazılabilen CD-ROM'lar da mevcuttur. Bu tip CD-ROM'lara REWRİTABLE (Tekrar Yazılabilir) CD-ROM denir.
CD-ROM üzerinde ki bilgileri okuyan donanım ürününe CD-ROM Sürücü denir. Bu sürücüler verileri, çukur ve tümsekler üzerine göderilen laser ışığının yansımasını sınıflandırarak verileri elektrik sinyaline çevirir. CD-ROM sürücülerin okuma hızları 8X-60X arasındadır. Bir CD-ROM sürücüsünün 8X okumahızı olaması demek saniyede 8*150KB'lık veri okuyabilmesi demektir.
CD-ROM Sürücüsünün ön panelinde CD'yi çıkartmak için Eject butonu, Müzük CD'lerini başlatmak için Play-Stop-Next butonları ve Kulaklık çıkışı ve Ses ayar düğmeri bulunur. Sürücünün arka panelinde Power Konnektörü, IDE Kablo Konnektörü Audio Çıkış Soketi (Müzik CD'leri için sesin ses kartına aktarılmasını sağlar) ve Kablo Seçim Jumper'ı (Master - Slave select )bulunur. CD-ROM 'lar Hardisk Data kablosu (IDE Kablo) ile anakart'ın Primery veya Secondery IDE konnektörlerine bağlanır. İstendiğinde 2-4 CD-ROM sürücüsü takılabilmektedir.
Müzik CD'sinin CD-ROM Sürücü tarafından çalıştırlması
CD-ROM üzerine bilgi kaydetmek için CD-RW(CD Yazıcı)'lar kullanılır. CD-RW'lar yazma işleminde yine laser ışığını kullanırlar.CD-RW'lar CD-ROM'dan bilgi okumak içinde kullanılır. CD-RW'ların hızlarını temsil etmek için üç tane hız göstergesi kullanılır. Örneğin 40X 12X 40X'lik bir CD-RW'ın 40 CD-ROM'lara yazma hızını, 12 Yeniden yazılabilir CD-ROM'lara yazma hızını, 40 okuma hızını gösterir.
DVD ve DVD SÜRÜCÜLER

DVD sürücülerin hızları CD-ROM sürücülerde de olduğu gibi sayısal ifadeler kullanılır. Örneğin 12X gibi
Disket ve Disket Sürücüler (FDD)

DİSKET
Üzerine demir oksit (pas) kaplanmış bir plastik diskin yine plastik bir kab içerisine yerleştirilmesiyle oluşturulmuş manyetik veri saklama ortamıdır.
Bir disketin fiziksel büyüklüğü çapının inç olarak uzunluğu ile anılır. Piyasada 3.5 inç, 5.25 inç ve 8 inçlik disketler bulunmasına rağmen; son zamanlarda kapasitelerinin daha yüksek ve güvenilir olması nedeniyle 3.5 inçlik disketler daha çok kullanılmaktadır. Diğer ölçülerdeki disketler hemen hemen hiç kullanılmamaktadır.
Disketler veri saklama kapasitesine göre de sınıflara ayrılır, disketin kapasitesi sağ üst köşesinde yazan DD ve HD harflerinden anlaşılır. 3.5 inçlik disketlerin kapasiteleri aşağıda verilmiştir.
DD (Double Densitiy) 720 KB (Kilo Byte)HD (High Density) 1440 KB veya 1.44 MB(Mega Byte)
Disket Sürücü: Yedekleme yada taşıma amaçlı bilginin kalıcı olarak depolanabildiği manyetik disklerden veri okuyabilen ve verileri yazabilen donanım birimdir.
Disket sürücü hemen herkesin bilgisayarında bulunur; standart parçalardan biridir. Bu derece yaygın olmaları, disketlerle çalışmayı çok uygun hale getirmiştir; belgenizi diskete kopyalar, yanınıza alır, gittiğiniz yerdeki bilgisayarın disket sürücüsüne takar ve bilgisayara kopyalarsınız, olur biter. Her ne kadar kapasiteleri sınırlı olsa da.şu an hâlâ veri taşımada kullanılan en yaygın araç, diskettir.
Disket sürücünüz son derece sadedir, kurcalamanız, herhangi bir düğmeye basıp ayar yapmanız gerekmez. Sadece içindeki disketi çıkarmada kullanılan düğmesi vardır. Elbette bir de ışığı. O ışık yanarken disketi sürücüden sakın çıkarmayın. Işık, diskete sürücü tarafından erişilmekte olduğunu, yani ya üzerindeki verinin okunduğunu, ya da üzerine veri yazıldığını gösterir. Sabit diskin tersine, disket sürücünün kafası diskete temas ettiği için, ısrarla disketi çıkarmaya çalışırsanız hem disketi hem de sürücüyü bozabilirsiniz.Disketin yazma koruma kulakçığı açık durumdayken üzerine herhangi bir veri yazmak mümkün değildir, ayrıca disket bu şekilde virüs saldırılarına karşı da korunmuş olur.Yazma koruması kapalı durumdayken disket üzerine istediğiniz gibi veri yazıp silebilirsiniz
Üzerine demir oksit (pas) kaplanmış bir plastik diskin yine plastik bir kab içerisine yerleştirilmesiyle oluşturulmuş manyetik veri saklama ortamıdır.
Bir disketin fiziksel büyüklüğü çapının inç olarak uzunluğu ile anılır. Piyasada 3.5 inç, 5.25 inç ve 8 inçlik disketler bulunmasına rağmen; son zamanlarda kapasitelerinin daha yüksek ve güvenilir olması nedeniyle 3.5 inçlik disketler daha çok kullanılmaktadır. Diğer ölçülerdeki disketler hemen hemen hiç kullanılmamaktadır.
Disketler veri saklama kapasitesine göre de sınıflara ayrılır, disketin kapasitesi sağ üst köşesinde yazan DD ve HD harflerinden anlaşılır. 3.5 inçlik disketlerin kapasiteleri aşağıda verilmiştir.
DD (Double Densitiy) 720 KB (Kilo Byte)HD (High Density) 1440 KB veya 1.44 MB(Mega Byte)
Disket Sürücü: Yedekleme yada taşıma amaçlı bilginin kalıcı olarak depolanabildiği manyetik disklerden veri okuyabilen ve verileri yazabilen donanım birimdir.
Disket sürücü hemen herkesin bilgisayarında bulunur; standart parçalardan biridir. Bu derece yaygın olmaları, disketlerle çalışmayı çok uygun hale getirmiştir; belgenizi diskete kopyalar, yanınıza alır, gittiğiniz yerdeki bilgisayarın disket sürücüsüne takar ve bilgisayara kopyalarsınız, olur biter. Her ne kadar kapasiteleri sınırlı olsa da.şu an hâlâ veri taşımada kullanılan en yaygın araç, diskettir.

Ekran Kartı (VGA)

VGA (Video Graphics Adapture) video görüntü Bağdaştırıcı olarak adlandırılan bu kartların görevi CPU’dan aldığı bilgiyi ekranda göstermektir. Ekran görüntüsünün kalitesi kullanılan kartların tip ve özelliklerine göre değişebilmektedir. Ekran kartları için yüksek renk desteği ve çözünürlük ile birlikte, ekran tazeleme hızı (60 Hz -85 Hz ), bellek miktarı (1Mb - 1024Mb) ve 3D (3 boyutlu görüntü) desteği önemli özelliklerdir. Bu özellikler ekran kartları modellerine göre değişiklik gösterir. En çok kullanılan S3, SIS, TNT VOODOO,Geforce, Radeon gibi ekran kartı modelleridir.
EKRAN KARTI BİLEŞENLERİ
Bir ekran kartı temel olarak 4 bileşenden oluşur: Grafik işlemcisi, bellek RAMDAC.
Grafik İşlemcisi: Güncel kartlar için grafik işlemcisi görüntü hesaplamalarını yapmak için ekran kartının üzerine oturtulmuş bir CPU`dur dersek yanlış olmaz. Son zamanlarda grafik işlemcileri yapı ve karmaşıklık bakımından CPU`ları solladılar ve işlev bakımından da görüntü üzerine yoğunlaşmış bir CPU niteliğine kavuştular. CPU`ya neredeyse hiç yük bindirmeden üç boyutlu işlemcleri tek başlarına tamamlayabiliyorlar artık. Bu yüzden de güncel grafik işlemcileri GPU (Graphics Processing Unit - Grafik İşlemci Birimi) adıyla anılıyorlar.
Görüntü Belleği: Ekran kartının üzerinde bulunur ve görüntü hesaplamalarıyla ilgili veriler burada saklanır. Sisteminizdeki ana bellek gibi çalışır, yalnız burada bu belleğin muhattabı CPU değil görüntü işlemcisidir. Önceleri ekran kartlarının ayrı bellekleri yoktu fakat görüntü işlemcileri hızlanıp geliştikçe ekran kartları sistemden yavaş yavaş bağımsızlıklarını ilan etmeye başladılar. Bellek miktarı kadar ekran kartının sıkıştırma algoritmalarıyla bu belleği ne kadar verimli kullanabildiği de önemlidir.
RAMDAC: Monitörlerdeki analog sinyallerden bahsetmiştik, işte RAMDAC görüntü belleğindeki dijital sinyalleri analog sinyallerine çevirerek monitör çıkışına verir. Monitörde kullanılan üç ana renk için de birer RAMDAC ünitesi vardır ve bunlar her saniye belirli bir sayıda görüntü belleğini tarayıp oradaki verileri analog sinyallere dönüştürürler.
LCD ekranlar yapıları gereği dijtal olduklarından RAMDAC`ten değil de direk görüntü belleğinden görüntü bilgisini alıp kullanabilirler. Bunun için DVI (Digital Video Interface) adında özel bir bağlantı kullanırlar.BIOS: Ekran kartlarının da birer BIOS'ları vardır. Burada ekran kartının çalışma parametreleri, temel sistem fontları kayıtlıdır. Ayrıca bu BIOS sistem açılırken ekran kartına ve onun belleğine de küçük bir test yapar.
Grafik İşlemcisi: Güncel kartlar için grafik işlemcisi görüntü hesaplamalarını yapmak için ekran kartının üzerine oturtulmuş bir CPU`dur dersek yanlış olmaz. Son zamanlarda grafik işlemcileri yapı ve karmaşıklık bakımından CPU`ları solladılar ve işlev bakımından da görüntü üzerine yoğunlaşmış bir CPU niteliğine kavuştular. CPU`ya neredeyse hiç yük bindirmeden üç boyutlu işlemcleri tek başlarına tamamlayabiliyorlar artık. Bu yüzden de güncel grafik işlemcileri GPU (Graphics Processing Unit - Grafik İşlemci Birimi) adıyla anılıyorlar.
Görüntü Belleği: Ekran kartının üzerinde bulunur ve görüntü hesaplamalarıyla ilgili veriler burada saklanır. Sisteminizdeki ana bellek gibi çalışır, yalnız burada bu belleğin muhattabı CPU değil görüntü işlemcisidir. Önceleri ekran kartlarının ayrı bellekleri yoktu fakat görüntü işlemcileri hızlanıp geliştikçe ekran kartları sistemden yavaş yavaş bağımsızlıklarını ilan etmeye başladılar. Bellek miktarı kadar ekran kartının sıkıştırma algoritmalarıyla bu belleği ne kadar verimli kullanabildiği de önemlidir.

LCD ekranlar yapıları gereği dijtal olduklarından RAMDAC`ten değil de direk görüntü belleğinden görüntü bilgisini alıp kullanabilirler. Bunun için DVI (Digital Video Interface) adında özel bir bağlantı kullanırlar.BIOS: Ekran kartlarının da birer BIOS'ları vardır. Burada ekran kartının çalışma parametreleri, temel sistem fontları kayıtlıdır. Ayrıca bu BIOS sistem açılırken ekran kartına ve onun belleğine de küçük bir test yapar.
Ethernet Kartı
Yakın mesafeli ağ ortamının vazgeçilmez elamanları ethernet kartları ve kablolardır. Ethernet kartı diğer bilgisayarlarla iletişiminizi sağlar. Ağda kullanılan Ethernet kartlarının hızı, verilerin ağ üzerinden iletilme hızını belirleyen en önemli etkendir. Ethernet kartlarında bakılması gereken ikinci bir özellik ise kablo bağlantı yerleridir. İki tür bağlantı girişi vardır. Bunlar BNC ve RJ-45’dir. Standartize edilmiştir. Eğer ethernet kartımızda her iki bağlantı girişi varsa Combo diye adlandırılır.

KOAKSİYEL VE TWİSTED PAİR KABLOLAREthernet kartlarının da kendi içlerinde türleri vardır. Öncelikle, ne tür bağlantı kullanılan bir kart alacağınızı bilmelisiniz. Eğer ağınız koaksiyel(coaxial) kablo kullanılıyorsa, almanız gereken Ethernet kartı koaksiyel kablonun bağlanabileceği bir kart olmalıdır. yani Üstünde BNC girişi bulunmalıdır.
Diğer bir kablolama türüyse "twisted pair( bükülütel çifti)"dir. Ağınız twisted pair ise, RJ-45 girişi bulunan bir Ethernet kartı almalısınız. Bazı Ethernet kartlarında iki giriş birden bulunur ve bu tür kartlara "combo" denir. Bu kartlardan alırsanız, ağınızdaki kablolama türünü değiştirdiğinizde yeni kart satın alma masrafından kurtulmuş olursunuz.
FAST ETHERNET
Standart Ethernet kartları kullanan bir ağın veri aktarma hızı, saniyede 10 milyon bittir, (10 Mbps). Ancak, ağınızın gerçekten hızlı olmasını istiyorsanız, Fast Ethernet'i düsünmelisiniz. Fast Ethetnet ile, saniyede 10 yerine 100 Mbps veya 1000 Mbps veri aktarma hızına ulaşılabilmektedir. Fast Ethernet, klasik Ethernet ağlarda yaygın olarak kullanılan koaksiyel kabloyu desteklemiyor. Ya UTP ya da fiberoptik kablo kullanılmalıdır.
Diğer bir kablolama türüyse "twisted pair( bükülütel çifti)"dir. Ağınız twisted pair ise, RJ-45 girişi bulunan bir Ethernet kartı almalısınız. Bazı Ethernet kartlarında iki giriş birden bulunur ve bu tür kartlara "combo" denir. Bu kartlardan alırsanız, ağınızdaki kablolama türünü değiştirdiğinizde yeni kart satın alma masrafından kurtulmuş olursunuz.
FAST ETHERNET
Standart Ethernet kartları kullanan bir ağın veri aktarma hızı, saniyede 10 milyon bittir, (10 Mbps). Ancak, ağınızın gerçekten hızlı olmasını istiyorsanız, Fast Ethernet'i düsünmelisiniz. Fast Ethetnet ile, saniyede 10 yerine 100 Mbps veya 1000 Mbps veri aktarma hızına ulaşılabilmektedir. Fast Ethernet, klasik Ethernet ağlarda yaygın olarak kullanılan koaksiyel kabloyu desteklemiyor. Ya UTP ya da fiberoptik kablo kullanılmalıdır.
Güç Kaynağı (Power Supplyy)

Güç kaynağından çıkan elektrik kabloları, başta anakart olmak üzere diğer donanım birimlerine takılır. bazı donanım birimleri anakartın genişleme yuvalarına takıldığından gerekli elektriği anakart üzerinden alırlar.
Elektronik parçalar, üzerinden elektrik akımı geçtiğinde ısınırlar ve soğutulmadıkları taktirde normal görevlerini yerine getiremezler. Bunun için güç kaynağında bir de soğutucu fan bulunur.
Günümüz bilgisayarlarında iki tip güç kaynağı kullanılmaktadır.

AT Tipi Güç Kaynağı: Sistem enerjisinin kesilmesi kasa paneline bağlı power düğmesi ile sağlanan güç kaynaklarıdır. Enerjinin verilmesi veya kesilmesi bu düğmeyle kontrol edilir. Genellikle Pentium II öncesi AT kasa ve anakartlar için kullanılmaktadır.ATX Tipi Güç Kaynağı: Sistem enerjisi BIOS tarafından kapatılır veya açılır. Kasa üzerindeki Power düğmesi anakart üzerindeki powerswitsh konnektörüne bağlıdır. düğmeden gelen sinyal ile sistem enerjiyi keser veya uyku moduna geçirir. İşletim sisteminden verilen komutlada aynı işlem gerçekleştirilebilir.(Windows ta "bilgisayarı kapat" komutu)
Harddisk (HDD)

Bir sabit diskte şu kısımlar bulunur:
Sürücü motoru(Spindle Motor), adım motoru(Crash Stop), kontrol devresi, okuma-yazma kafası(Head), üzerine veri yazılan pek çok disk plakaları(disk)...

Bir sabit diskin performansı aşağıdaki sebeplere bağlıdır;
A. Dönme hızı B. Bir track üzerindeki sector sayısı C. Seek (arama) zamanı, D. Rotasyonel gecikme E. Veri erişim süresi F. Sabit disk üzerindeki Cache (Önbellek) miktarı G. Verinin diskler üzerindeki organizasyonu H. Transfer oranı I. Ara birim (EIDE / SCSI)
Alüminyum disk ve okuma kafası arasındaki mesafe çok az olduğundan sarsıntı ve tozlu ortam harddiskin ömrünü kısaltan nedenlerin başında gelir.
Veriler sabit diskteki manyetik tabakalar üzerine kaydedilir. Bu manyetik tabakaların üstü dairesel çizgilerle örülüdür. Bunlara iz (track) denir. Sabit disk'te birden fazla plakalar üst üste dizilmiştir. Bu plakaların hem alt hem de üst tarafına bilgi yazılabilir. Herbir plaka üzerinde altlı-üstlü yerleşen ve herbirinin ortadaki mile uzaklığı aynı olan izlerin oluşturduğu gruba silindir ismi verilir. İz yapısını pasta dilimi şeklinde bölünmesiyle oluşan ve sabit disk üzerinde adreslenebilir en küçük alana denk gelen parçaya ise sektör (Sector) adı verilir ve bir sektörün barındırabileceği veri miktarı 512 byte uzunluğundadır. Bu sektör, kafa ve izler sabit diskte verinin adreslenmesi için kullanılırlar.

Disk Biçimlendirme(Format):Biçimlendirme, diskin İşletim Sistemi tarafından kullanıma hazır hale getirlmesidir. Biçimlendirme esnasında disk üzerindeki bilgilerin tamamı silinir.
Disk Bölümleme: Disk bölümleme, tek bir diski mantıksal pek çok sürücüye bölmek için kullanılan bir araçtır.Bir disk bölümü, bağımsız bir disk gibi ele alınan, bitişik blok kümeleridir. Bölümleme işlemi yapılan bir diskte her bölüm tekrar biçimlendirilmelidir.
DOSYA SİSTEMLERİ
Dosya Sistemi : Dosya sistemi disk üzerindeki dosyaların organize edilmesidir. Bir işletim sisteminin bir disk veya bölümleri üzerindeki dosyalarının izlerini bulmak için kullandığı yapı ve yönteme dosya sistemi (filesystem) denir.
FAT (File Allocation Table): FAT microsoftun orijinal dosya sistemidir. FAT, Linux, DOS, Windows 3.x Windows 9x ve Windows NT işletim sistemleri tarafından desteklenir. Windows NT de dosyalar NTFS ve FAT arasında kopyalanabilir. FAT de herbir clustere yalnızca bir veri girilebilir. FAT daki maksimum dosya boyutu veya partition boyutu 4GB olabilir. Herbir partition (volume) maksimum 65.535 culuster içerebilir.

VFAT (Virtual File Allocation Table): VFAT windows 9x deki asıl dosya sistemidir. Windows 9x de 32 bit ve 16 bit sürücüler kullanılabilir. FAT sistemi ile uyumludur fakat ayrıca uzun dosya adlarınınve daha büyük hard disk partitionlarınının adreslenmesini destekler.
HPFS (High Performance File System) :Bu dosya sistemi OS/2 işletim sisteminin temel dosya sistemidir.
NTFS (New Technology File System): NTFS Windows NT 4.0 işletim sistemiyle gelmiştir. NTFS dosyalar ve dizinlere izin atamalarının yapılabildiği bir sistemdir. NT 512 byte lık sektör boyutuna sahip olup destekleyebildiği maksimum kapasite 2 terabayttır.
WİnFS (Windows Future Storage): Windows'ta dosya yedekleme sitemi çok dağınık olduğu için buna çözüm üretme arayışına giren Microsoft 2007 yılında kullanıma girecek yeni bir dosya sistemi geliştiriyor. Aslında bu sistem NTFS'in gelişmiş biçimi olacak. Bu yeni sistemde dosyalar kategori bilgileri ve tanımlamalar içerecek.
NetWare File System: Bu dosya sistemi Novell NetWare işletim sistemi için özel olarak organize edilmiştir.
UFS (Unix File System): Unix işletim sisteminin ana dosya sistemidir. Pekçok Unix benzeri işletim sistemi tarafından (Digital UNIX, FreeBSD, HP-UX, Solaris, Sun-OS gibi) desteklenmektedir.

MFS (Macintosh File System) & HFS (Hierarchial File System): Apple Macintosh sistemlerinde kullanılan temel dosya sistemleridir.
EFS & XFS: SGI firmasının geliştirdiği IRIX işletim sisteminin temel dosya sistemleridir.
Klavye (keyboard)

Klavye, bilgi girişi yapılan en yaygın girdi aygıtıdır. Başka bir ifadeyle bilgisayarla kullanıcı arasında iletişim kurmayı sağlayan önemli bir aygıttır. Klavyeler genellikle bir daktiloya benzetilmektedir. Bilgisayarda AT,PS/2 ve USB portlarını kulanılabilir
Klavye, üzerindeki tuşlar vasıtasıyla kullanıcının bilgisayara sinyaller göndermesini sağlar. Klavye içerisinde basit bir mikroişlemci ve tampon bellek bulunmaktadır. Bir tuşa basıldığında, tuşun bağlı olduğu elektronik devre harekete geçerek hangi tuşa basıldığını bilgisayara iletir. Bilgisayar da bu bilgiyi işler. Kullanıcının bir plastik tuşa basmış olması gibi basit bir işlem olarak gözükse de bu bilgisayara 1 ve 0'lardan oluşan kümenin iletilmesine, kümeye karşılık gelen karakter kodunun hafızadaki karakter setindeki karşılığının ekrana yansıtılmasına neden olur.
Klavyeleri düğmelerinin sıralanışına göre 2'ye ayırabiliriz.
a-) F Klavye:Bilgisayarda F klavye kullanımı Türkçe doküman yazanlar için çok uygundur. Çünkü F klavyede harfler Türkçe yazım diline uygun olarak sıralandırılmıştır. Türkçe bir kelimeyi oluşturan harflere parmakların daha kolay ulaşması mantığıyla kullanılır. Daktilo ile çok benzerdir. Bu nedenle daktiloyu 10 parmak kullanabilen insanlar kolayca ve hızlı F klavye kullanabilmektedirler. Bilgisayarda F klavye seçimi genelde daktilo kullanımından bilgisayara geçenlerin yaptığı bir tercihtir.
b-) Q Klavye:En çok kullanılan klavye modeli Q klavyedir. İngiliz diline göre dizayn edilmiştir. Bir bilgisayar alırken eğer seçiminizi özel olarak belirtmezseniz, evinize gelen klavye tipi Q klavyedir. Q klavye de kendi içerisinde İngilizce ve Türkçe olmak üzere ikiye ayrılır
Bazı özel tip klavyeler de vardır. Örneğin, bir restoranda kullanılan klavye üzerinde yemek resimleri bulunur. Sipariş için bir tuşa basılır ve siparişin tutarı bilgisayar tarafından hesaplanır.
Bu tür klavyeler çoğunlukla elektronik yazar kasa ve benzeri aygıtlarda bulunan basit işlevli klavyelerdir. Bankalardaki para çekme/yatırma makinalarında, endüstriyel elektronikte ve takım tezgahları gibi alanlarda kullanılan klavyeler de vardır.
Kablosuz KlavyelerKablosuz klavye de kablosuz fare gibi İnfra-red alıcı-verici ilişkisine dayanarak çalışır. Fareden özellik olarak çok büyük bir farklılığı olduğunu söylenemez. Paketi aldığınızda kutusundan bir adet kurulum disketi, bir alıcı, iki adet pil ve doğal olarak klavyenin kendisi çıkar. Alıcı kablosuz klavyelerin genelinde olduğu gibi , plastik bir elmaya benzer. Alıcının kablosunu bilgisayarınızın PS/2 portuna taktığınız zaman, pilleri klavyeye takmak ve klavyenin alıcıyı görmesi için gereken bir yere koymalısınız.
Klavye, üzerindeki tuşlar vasıtasıyla kullanıcının bilgisayara sinyaller göndermesini sağlar. Klavye içerisinde basit bir mikroişlemci ve tampon bellek bulunmaktadır. Bir tuşa basıldığında, tuşun bağlı olduğu elektronik devre harekete geçerek hangi tuşa basıldığını bilgisayara iletir. Bilgisayar da bu bilgiyi işler. Kullanıcının bir plastik tuşa basmış olması gibi basit bir işlem olarak gözükse de bu bilgisayara 1 ve 0'lardan oluşan kümenin iletilmesine, kümeye karşılık gelen karakter kodunun hafızadaki karakter setindeki karşılığının ekrana yansıtılmasına neden olur.
Klavyeleri düğmelerinin sıralanışına göre 2'ye ayırabiliriz.
a-) F Klavye:Bilgisayarda F klavye kullanımı Türkçe doküman yazanlar için çok uygundur. Çünkü F klavyede harfler Türkçe yazım diline uygun olarak sıralandırılmıştır. Türkçe bir kelimeyi oluşturan harflere parmakların daha kolay ulaşması mantığıyla kullanılır. Daktilo ile çok benzerdir. Bu nedenle daktiloyu 10 parmak kullanabilen insanlar kolayca ve hızlı F klavye kullanabilmektedirler. Bilgisayarda F klavye seçimi genelde daktilo kullanımından bilgisayara geçenlerin yaptığı bir tercihtir.

b-) Q Klavye:En çok kullanılan klavye modeli Q klavyedir. İngiliz diline göre dizayn edilmiştir. Bir bilgisayar alırken eğer seçiminizi özel olarak belirtmezseniz, evinize gelen klavye tipi Q klavyedir. Q klavye de kendi içerisinde İngilizce ve Türkçe olmak üzere ikiye ayrılır
Bazı özel tip klavyeler de vardır. Örneğin, bir restoranda kullanılan klavye üzerinde yemek resimleri bulunur. Sipariş için bir tuşa basılır ve siparişin tutarı bilgisayar tarafından hesaplanır.

Kablosuz KlavyelerKablosuz klavye de kablosuz fare gibi İnfra-red alıcı-verici ilişkisine dayanarak çalışır. Fareden özellik olarak çok büyük bir farklılığı olduğunu söylenemez. Paketi aldığınızda kutusundan bir adet kurulum disketi, bir alıcı, iki adet pil ve doğal olarak klavyenin kendisi çıkar. Alıcı kablosuz klavyelerin genelinde olduğu gibi , plastik bir elmaya benzer. Alıcının kablosunu bilgisayarınızın PS/2 portuna taktığınız zaman, pilleri klavyeye takmak ve klavyenin alıcıyı görmesi için gereken bir yere koymalısınız.
Mikroişlemci (CPU)

Mikroişlemci: (CPU, Central Processing Unit; MİB, Merkezi İşlem Birimi) Bilgisayarın beyni gibidir, mantıksal ve matematiksel işlemleri yapar, karar verir, donanımlar arası ilişkiyi düzenler. İşlemcinin performansını, sahip olduğu çekirdek yapısı(mimari yapısı) ve saat çarpanı sonucu elde edilen MHZ üzerinden değer belirler. Intel Pentium II 450 MHZ.lik bir işlemci Intel Pentium III 850 MHZ.lik bir işlemciden performans olarak daha düşüktür. Bunun nedeni Pentium II işlemcinin sahip olduğu çekirdek yapısının farklı oluşudur. Mikroişlemci anakartta(mainboard) işlemciye özel bir yuvaya takılır.
Merkezi İşlem Birimi

Kontrol Birimi (Control Unit): Sistemdeki veri akışını yöneterek; bellekten okunan komutu çözer, komut tarafından belirlenen işlemleri yürütür ve yapılan işlemlerin kontrolünü yapar. ALU ve kaydedicilerin çalışmasını, bellek ve G/Ç portlarına dışarıdan yapılan veri transferlerini denetler.
Aritmetik / Mantık Birimi (Arithmetic Logic Unit – ALU): Mantıksal ve matematiksel işlemlerin yapıldığı kısımdır. Dört işlem, üs alma gibi temel aritmetik işlemler ile büyük, küçük, ve, veya gibi mantıksal işlemleri yerine getirir.
Mikroişlemcilerin sınıflandırılabilmesi için ölçü kabul edilen en temel özellikleri şunlardır:a. Kelime uzunluğu (bit uzunluğu): Mikroişlemcilerin bir defada işleyebileceği kelime uzunluğu, paralel olarak işlenen veri bitlerinin sayısıdır. b. Mikroişlemcinin tek bir komutu işleme hızı: Saat frekansı her zaman gerçek çalışma frekansını yansıtmasa da; bir mikroişlemcinin hızıyla doğrudan ilgilidir.

Merkezi işlem birimini devre teknolojisi ve planı
Kelime uzunluğu
İşlemci komut kümesi çeşidi
Zamanlama ve kontrol düzeni
Kesme altyordamlarının çeşitleri
Bilgisayar belleğine ve giriş/çıkış aygıtlarına erişim hızı
c. Mikroişlemcini doğrudan adresleyebildiği bellek büyüklüğü: Mikroişlemci, adres yolu aracılığıyla anabelleği adresleyebilir. Adres yolu, işlemcinin yapısına göre değişir ve adres yolu hattı çok olan bir sistemin adresleme kapasitesi de o kadar büyüktür.
Bu üç ana özelliği dışında mikroişlemcileri dolaylı olarak etkileyen çeşitli özellikler vardır: Mikroişlemci üzerinde kullanılabilecek kaydedici sayısı ve tipleri; programcının elde edebileceği çeşitli komutlar ve bellek adreslerken ihtiyaç duyduğu farklı adres modları; kullanılan işletim sisteminin uyumluluğu gibi.
Mikroişlemcilerin Tarihi Gelişimi:
1968 yıllarında özellikle bellek chipleri yapmak için kurulan Intel firması 1971-72 yılları içinde hesap makiması (busicom) için CPU chipi isteyen bir firma için 4004 ve hemen peşinden terminal üreticisi bir başka firma için 8008 CPU'larını geliştirdi. Ancak her iki tasarımında ciddi sorunları vardı ve kullanım alanları basit hesap makinaları ve aptal terminallerden öteye geçmiyordu. Bugünkü PC lerin atası kabul edilen Altair bilgisayarlar için geliştirilen 8080 işlemciler, 1974'te üretildi.
İ

1993 yılına gelene kadar 80x86 sınıfı mikroişlemciler (80286, 80386, 80486) Intel ve Cyrix gibi firmalar tarafından aynı isimle üretildiler. 1993 yılındaki yeni kuşak işlemcilerde Intel firması farklı bir isimlendirmeye gitti ve Penta (5) kökenli Pentium ismini kullanmaya başladı. Aynı yıllarda IBM ve Motorola firmaları beraberce PowerPC olarak adlandırılan ve daha çok Macintosh bilgisayarlarda kullanılan işlemciler ürettiler, ama PC pazarında Intel egemenliğine son veremediler. Özellikle iş istasyonları ve Unix tabanlı sistemlerde kullanılan Sparc ve Alpha işlemciler ise daha çok profesyonel amaçlı kullanıldılar.
Günümüzde kullanılan mikroişlemciler INTEL, AMD, MOTOROLA, VIA, CYRIX, SUN ve DIGITAL firmaları tarfından üretilmektedir. Bunlardan SUN, MOTORALA ve DIGITAL özel amaçlı bilgisayarlarda kullanılan işlemciler üretmektedir. Kişisel bilgisayarlarda ise genallikle INTEL, AMD, VİA CYRIX işlemciler kullanılmaktadır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)